Prag (Çekya)
Prag, Çek Cumhuriyeti’nin tartışmasız en dikkat çekici şehirlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Şehir, Vltava Nehri’nin iki yakasında Bohemya’nın merkezinde kurulmuş bir yerleşim alanı olarak her yıl dünyanın farklı köşelerinden binlerce insana kapılarını açıyor. Prag tarih kaynaklarının da yardımı ile bildiğimiz kadarı ile 1000 yıllık bir dönem boyunca Çekya’nın siyasi, ekonomik, kültürel merkezi olarak kabul ediliyor. Londra, Paris, Roma, Madrid gibi şehirlerden sonra günümüz dünyasında Avrupa’nın turistler tarafından ne çok ziyaretçi ağırlayan şehri olan Prag bunu kesinlikle hak ediyor diyebiliriz. Şüphesiz şehrin bu denli çekici olmasında her yanı kaplayan Arnavut kaldırımlı sokakları ve eşsiz mimari yapıları yer alıyor.
Prag bir diğer ismi ile “Bin Kuleler Şehri” olarak da biliniyor. Yaklaşık 1100 yıllık yerleşik şehir silüeti sayesinde Avrupa’nın yükselen kilise çanlarıyla eşsiz bir şehri olarak her yıl dünya genelinden milyonlarca turiste kapılarını açıyor. Nehrin her iki yakasında sıra sıra uzanan kiliseler nedeniyle 100 kuleli şehir olarak anılıyor diyebiliriz. Tarihin felaket dönemlerinden biri olarak kabul edilen zamanlar olan II. Dünya Savaşı yıllar Prag kenti açısından şanslı geçmiş diyebiliriz. Çünkü Prag bu yılları yalnızca bir bomba ile atlatmayı başarmış ve bu durum kentin eşsiz mimari eserlerini günümüze değin başarılı şekilde korumasında oldukça etkili olmuş. Kentin sembolü olmuş kuleleri, görkemli katedralleri, zarif sarayları, şehrin her yanını bezeyen heykelleri, büyük meydanları, nehir üzerine sıralanmış etkileyici köprüleri ile sanki Orta çağda geziyormuşsunuz hissi uyandırıyor.
Yaklaşık 30 yıl kadar önce Prag kenti için Avrupa’nın en gizemli kentlerinden biri yakıştırmaları yapılıyordu. Açıkçası bunun haksız bir söylenti olduğu da söylenemez. Son döneme kadar şehir, turizme yeterince kazandırılmamıştı. Ancak son 30 yılda yapılan çalışmalar ile birlikte Prag yılda 4 milyon kişiye kapılarını açan bir şehir haline gelmiştir.
Çek Cumhuriyeti, Prag kenti seyahatiniz sırasında görebileceğiniz ikonik noktaların başında Stare Mesto ve Astronomik Saat Bölgesi geliyor. Stare Mesto’nun tarihinin 10.yüzyıla kadar uzandığı tahmin ediliyor. Bu antik bölge içerisinde tarihi ve kültürel açıdan değerli çok sayıda mimari yapılanma yer alıyor. Bölge 12. Yüzyılda yapılanmasını tamamlamış ve o dönemin en işlevsel noktalarından biri olan Pazar meydanı olarak halka açılmış. Üstelik o günkü yapılanmasını çok da fazla değiştirmeden günümüze değin ulaşmayı başarmış. Bu nedenle Prag kentinin en değerli turizm noktalarından biri olarak görülüyor.
Prag’da yer alan Astronomik Saat de aynı zamanda turistler tarafından çokça ilgi gören turizm merkezlerinden bir tanesi. Saat aynı zamanda matematik profesörü olan bir kişi tarafından yapılmış. Orloj ismiyle anılan saat dünyanın en eski üçüncü saati. Birbirinden farklı Babil, Bohemya ve Alman saatlerini gösteriyor. Ayrıca yıldız saatini, güneşin doğuşunu ve batışını, ayın evrelerini ve güneşin burçlar kuşağı üzerindeki konumu hakkında da bilgi veriyor.
Astronomik Saat’in şüphesiz en ilgi çekici noktalarından biri mimari yapılanması üzerine eklenen işlemeler. Camlarında yer alan melek figürleri ile son derece ünlü olmasına karşın elbette süslemeler bu figürler ile bitmiyor. Ayrıca her saat başı hareket etmesi için planlanan camlar ve hareketli figürler de son derece ilgi çekici.
Avrupa’nın bu kendine özgü şehrine Türkiye’den ulaşım sağlamak için NeredenNereye.com üzerinden ulaşım seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.